Anasayfaya Dön


ALMAN SARAYI (KONSOLOSLUGU)

ALMAN SARAYI (KONSOLOSLUGU)

Beyoglu'nda bagimsiz bir elçilik binasinin 1553'te Fransizlar'in yaptirmasindan sonra, diger ülke elçilikleri de Galata ve Pera'daki yapilara yerlesmeye baslamislardir. Çogunlugu ahsap olan bu elçilikler defalarca yanip, yeniden yapilir.

1870 sonbaharinda görevlendirilen mimar Hubert Goebbels'in tasarimiyla, 1872 ilkbaharinda Yazici Sokak'ta yapima baslanacakken; yeni elçi Von Radowitz, konumunun elverissizligini ileri sürerek uygulamayi durdurtur ve yeni arsa arayisini baslatir. Böylece de Ayazpasa'daki büyük Müslüman Mezarligi'na komsu olan, büyücek bir arsa 95.000 altin marka satin alinir.

 

Satin alinan arsanin bir bölümü, mezarlik parsellerinden olustugundan, özel izin alinarak mezarlar tasitilmis, ancak Findiklili tarihçi Silahdar Mehmed Aga ve ailesinin mezarlari, istek üzerine yerlerinde birakilmistir. Almanlarin burayi yeglemelerinin nedenleri arasinda, Pera'nin bilinen sikisikliginda büyük bir arsa bulunmayisinin yani sira, Bogaz ve Marmara yönlerindeki olaganüstü manzarali bir konumda olusu gösterilebilir.

Bütçe kisitlamasi ve zaman darligi nedeniyle Goebbels'in Yazici Sokak için hazirladigi projenin uygulanmasi kararlastirilir. Goebbels'in ölümü üzerine onun yerine görevlendirilen mimar Kortum, büyük bir hizla yapiyi tamamlatmistir. Binanin resmi açilis 1877 sonlarinda yapilmistir.

Biçem ve kitlesel özellikleri konusunda, o yillarda genis bir yapi etkinligine sahne olan Berlin'deki kamu yapilarindan esinlenildigi bilinen elçilik, cadde yönünden dört katli bir kitle olarak algilanir. Iki yan ve deniz cephelerinin orta bölümleri, çikinti halinde tasirilarak belirginlestirilen yapida sekiz köseye, çatida kanatlarini açmis Alman kartallarinin yerlestirilmesiyle, halk diliyle “Kuslu Saray” olarak taninmaya baslanmistir.

Deniz yönünde ise, arsanin çok egimli olusu nedeniyle, iki bodrum katinin eklenmesinin yani sira, teraslamalar yapilmasi da zorunlu olmustur.

Yapi, elçilik çevresindeki ahsap ev ve konaklardan olusan doku içinde çok farkli ölçekteki, hantal kitlesiyle belirginlesmistir. Yapi malzemesinin ve ustalarinin çogunun da disaridan getirildigi Alman Sarayi'nin iç düzenlemesinde hiçbir masraftan kaçinilmamistir.

Degisik tarihlerde yapilan onarimlar sonucu, yapinin özgün cepheleri bir hayli degistirilmistir. (1924 onariminda çati kartallari kaldirilmis, bir daha da yerlerine konmamislardir.) 1980'lerin sonlarinda yapilan genis kapsamli bir restorasyon sonucu cepheler, özgün biçimlerine döndürülmüs, iç düzenleme çagdaslastirilmistir.

Cumhuriyet döneminde tüm elçiliklerin Ankara'ya tasinmalari sonucu yapi, günümüzde Alman Konsoloslugu olarak görev yapmaktadir.

Anasayfaya Dön