Anasayfaya Dön

GALATA MEVLEVIHANESI

Orijinal adi Kulekapi Mevlevihanesi olan Galata Mevlevihanesi, Istanbul’un fethinden sonra 1491 yilinda Osmanli’nin yeni baskentinde kurulan ikinci mevlevi tekkesidir. Theophile Gautier, Enmondo de Amicis gibi meshur Batili Istanbul gezginlerinin “ Beyoglu Mevlevihanesi”, “Kulekapi Mevlevihanesi” olarak sözünü ettigi mevlevihanenin bulundugu yerde daha önce Bizans’in St. Theodore Manastiri vardi.

Agaçlarla kapli bu issiz yeri, Sultan II. Bayezid bostancibasilik ve beylerbeylik yapan Iskender Pasa'ya verir, o da burada bir av çiftligi kurar. Mevlâna'nin torunlarindan Sema - i Mehmet Dede, pasadan arazisinin bir bölümünü mevlevi dergâhi yapmak için ister. Iskender Pasa da bu dilegi kabul eder ve 1491'de Galata Mevlevihanesi'nin yapimina baslanir. Galata Mevlevihanesi, kurulusundan kisa bir süre sonra halveti zaviyesine dönüsür; 17. yüzyil baslarinda Kasimpasa Mevlevihanesi'nin kurucusu Sirri Abdi Dede'nin çabalariyla yeniden mevlevihane haline getirilir.

Mevlevihane 27 Aralik 1975 tarihinde halkin ziyaretine açilmistir. O günden bu yana düzenlenmekte olan sema gösterileri ile geçmisle günümüz arasindaki bag devam etmistir. Istiklâl Caddesi'nden Karaköy'e dogru giderken, tünele geldiginizde soldaki yoldan devam edin. Hemen otuz kirk metre sonra solunuzda ufak bir demir kapinin ardinda mevlevihane'yi göreceksiniz. Bütün dünyada yalan yanlis da olsa bilinen bu aleme Istanbul'un göbeginde birkaç adim atarak girebilirsiniz. Küçük bahçesinde küçük bir hüzün kaplar sizi. Istediginiz kadar bahçesinde oyalanin. Kendinizi ne zaman bu firarin daha da derinlerine inmek için hazir hissederseniz, mevlevihane'ye girin. Eminim ki su anda duydugum yitik zamanin sesini siz de duyacaksiniz. Hele her ayin Cumartesi günleri yapilan gösterilere rastlarsaniz çok ugrasmaniza bile gerek kalmaz.Ney, sizi mutlaka o yitik zamana tasir. Çünkü neyin çikardigi sesler Ilâhi askin atesleridir. Ney, çevreye ask atesleri saçmaktadir. Sema bu atesi; bu koru yelpazelemektir. Ney ayriliga isyan feryadi; sema sessiz bir baskaldiristir. Mesnevi’nin baslangicinda Hz. Rûmî’nin; “Dinle neyden kim hikâyet etmede, Ayriliklardan sikâyet etmede. Der kamisliktan ayirdilar beni Nalisim zar eyledi Merd-ü zeni” beyitlerindeki gibi âsik için ney bir bahanedir aslinda. Her ses Sevgili’den bir davettir; sema bu davete icabettir. Sevgiliden gelen bu daveti tüm insanliga ulastirmak için ise; her ayin Cumartesi günleri Galata Mevlevihanesi’nde sema gösterileri düzenlenir ve semazenler gönülden davetiye sunarlar. Hz. Rûmî’nin siiriyle son verelim: “Bazen görünmeyen, gizli kalan, Bazen görünen belli olan biziz. Biz bazen mü’miniz, bazen mûsa'nin dinindeniz Bazen de hiristiyan'iz Bu gönlümüz, her gönlün örnegi olmak için Her gün bir baska suretle görünür kendini gösterir."

www.galatamevlevi.com

www.mevlana2007.com